Hepimiz Leonardo Da Vinci’yi mucit, filozof ve ressam olarak tanıyoruz. Bu yazımızda size Leonardo Da Vinci’nin pek bilinmeyen bir yönünden bahsedeceğiz.
Mutfak sanatçısı ve Düğün Planlayıcı Leonardo Da Vinci
Başlık ilginizi çekmediyse yazının geri kalanı da ilginizi çekmeyecektir. 🙂 Çektiyse okumaya decam.
Bir pasta şefi olan üvey babası, Leonardo Da Vinci’yi şekere düşkün hale getirdi ve onu badem ezmesi ile tanıştırdı. 17 yaşında lakabı “Şişman Çocuk” idi.
20 yaşındayken Le Tre Lumache (3 Salyangoz) adlı bir restoranda çıraktı ve burada her gün tereyağı ve maydanozla servis edilen salyangozlar hakkında çok fazla bilgi edindi. Bir yıl sonra, 1473 baharında bir zehirlenme vakası sonucu çoğu personel öldü. Leonardo da Vinci, mutfağın başına getirildi. Menüyü tamamen değiştirdi. Her zaman ilerici olan da Vinci burada da bu özelliğini gösterdi. daha mantıklı, daha hafif bir menü sunmaya çalıştı. Mesela: tabak üzerine güzel bir şekilde yerleştirilmiş lezzetli mısır irmiği porsiyonları idi. Tüm bunlarla ilgili tek sorun kimsenin sunulanla ilgilenmemesiydi – çoğu müşterilerin yemeklerini devasa dağınık porsiyonlarda, tatsız karma etleri ve mısır püreleri şeklinde önlerinde görmeyi tercih ediyorlardı. Leonardo’nun yeni oluşumu tutmadı ve 3 Salyangoz iflas etti.
Not defterinde, zürafa büyüklüğünde dev çırpma teli ve üç at tarafından beslenen bir fındık kıran gibi mutfak için yenilikler vardı. Da Vinci, mutfak aletleri icat ediyordu (icatlarından biri güç kaynağı olarak arıları kullanıyordu). Bu süre zarfında da Vinci, yemek görgü kurallarına büyük bir ilgi duydu. Bazı tarihçiler peçetenin mucidi olarak onu gösterir. Bilim, matematik ve insan anatomisi konusundaki eşsiz yeteneklerini görmezden gelerek, resim ve heykeldeki armağanlarından bahsetmek yerine, “Şölen ve Ziyafetlerin Ustası” olarak kendini konumlandırdı.
Da Vinci, 1489’da Dük Giovanni Galeazzo’nun Arragonlu Isabella ile düğününü koordine ettiğinde, tören için yaptığı yapım cennetin ve döner gezegenlerin temsilini içeriyordu. Evlenen çift ekrandan geçerken, her gezegen, bir kişiyi ortaya çıkaracak şekilde açılıyordu. Ortaya çıkan kişi, yeni evliler için bir Bellincioni şiiri okuyordu.
Milan Dükü 1491 deki düğünü Leonardo’nun en büyük şovu olacaktı. Sadece menüyü, eğlenceyi ve dekorasyonu yaratmadı, aynı zamanda misafirlerinin -şapkaları da dahil olmak üzere- ne giyeceğini tasarladı. Herkesin aynı tarafta oturduğu uzun bir masa olan ustaca yemek odası düzeni, Son Akşam Yemeği’yi boyadığı zaman tekrar kullandığı bir fikir oldu.
Diğer şovları o kadar kusursuz değildi. Ludovico Sforza, prenses Beatrice d’Este’e düğünü için sıradışı bir şey yapmak istedi, da Vinci’nin kek ve polentadan yapılmış sandalyelerle dolu, 200 metre uzunluğunda yenilebilir bir sunak yaratmasını sağladı. Düğün arifesind, düğün sahasında ziyafet çeken fare sürüleri, da Vinci’nin hesaplarında dikkate almadığı bir şeydi. Düğün, Da Vinci’nin yeni bir sunak pişirene kadar ertelendi.
Zamanla, düğün planlama işi, Da Vinci’nin stresini arttırdı ve sessiz deha, odaklanmasını daha değişken, rahatlatıcı bir iş koluna yöneldi. Ve bu yeni odağında, düğün planlamadaki icatları pek bir uygulama alanı bulamayacaktı. Askeri silah tasarlamaya ve İtalyan tiranlar için savaş stratejisi geliştirmeye yöneldi. Şimdi tank olarak adlandırdığımız dev tatar yayı ve zırhlı araç gibi savaş makineleri icat edecekti.